2 Temmuz 1966 - 2 Temmuz 2013 Nice Yıllara ANTALYASPOR !

Başarılarla dolu beyazın gibi ak nice yıllara ANTALYASPOR !

Kulübümüzün kuruluşunda emeği geçen tüm büyüklerimize sonsuz teşekkürler , ebediyete kavuşanlara Rahmet ve minnet duygularımızla mirasınıza sahip çıkacağız.


Antalyaspor Nostalji Forması 2.Part Çıkıyor!


Yoğun istek üzerine Nostalji formanın 2.part yapımına başlıyoruz. Formanın tasarımı aynıdır. Kumaş aynı kalitede olacaktır. İlk partta yaşadığımız bazı sorunlar vardı firmadan kaynaklı bu yüzden çalışacağımız firmayı değiştirdik. Daha iyi olduğunu düşündüğümüz bir firmaya yaptırıyoruz. Yeni firma kalite olarak yine iyi olacak ama ücret olarak biraz farkı var , sorun yaşamamak için bu firmaya yaptırıyoruz. Forma fiyatı 40 TL'dir. Firma ufak bir armağanda bulundu , isteyene formasının arkasına isim-numara ücrete dahil olarak yazılacaktır.

Almak isteyenlerin adlarını , adet ve bedenlerini , formanın arkasına birşey yazdırmak isterlerse metni mesaj olarak http://facebook.com/hsn.hasansari  yada  http://twitter.com/hsnsari  hesabına göndermeleri gerekiyor.

İsim yazdırma ve ücreti verme işlemleri için bir takvim belirledik , takvim biraz sıkışık gibi görünebilir ama bayram tatili nedeniyle böyle oldu.

İsim Yazdırma: 18 Ekim Perşembe - 27 Ekim Cumartesi
Para Toplama: 22 Ekim Pazartesi -  30 Ekim Salı


Ücret verme ve formayı teslim alma işlemleri yine ilk partdaki gibi SARI ELEKTRONİK'den yapılacaktır. Formalar elimize ulaştığında buradan bildiririm yine. Forma ücretlerini Ünal Aydın kardeşimin banka hesabına da yatırabilirsiniz ( Parayı yatırırken bilgi kısmına isim soyisim yazın lütfen)

IBAN NO : TR21 0001 5001 5800 7299 2028 10  Vakıfbank Antalya Şubesi Ünal Aydın

Sarı Elektronik Adres : Sinan Mahallesi , Arık Caddesi , 1269 Sk. Antalya Lisesi Arkası - 07 Gençlik Lokali karşısı.

Büyük Hata ve Merhaba Yayıncı Kuruluş

Uzun zamandır yazı yazmıyorum sayfama.. Transferlerle ilgili bir yazı hazırlamıştım aslında ama nedense yayınlamak istemedim. Sanki içime doğdu daha önemli bir problemimizin olacağı. Bence transferden falan daha önemli bir kayıp yaşadı Antalyaspor. Antalyaspor ve Antalyaspor yönetiminin eline aslında öyle bir koz geçtiki üniversite stadı ile. 2 yıl Mardan'da sürgün yiyen bir takım ki taraftarından ve şehirden kopmuş , Antalya'daki Antalyaspor bilinci neredeyse dibe vurmuş. 2 yıl sonra takımımız tekrar şehir içinde maç oynayacak ve taraftarla buluşacak. Antalya tekrar Antalyasporlu olacak yani bilinçlenecek. Zannettim...

Antalyaspor yönetimi belirlediği o harika kombine fiyatları ile öyle güzel baltaladı ki bu durumu. Tabiki buna ses çıkarmayan bazı kesimlerin de desteğiyle.. Resmen yönetim yüzünden son treni de kaçırdık. Bu kadar önemli bir zamanda böylesi fiyat politikası hangi mantıkdır? Antalyaspor yönetimi taraftardan fazla para kazanmak yerine orta düzeyde maddi beklenti sağlayıp ki en azından yeni stadyuma kadar manevi desteği ön plana alsa bu takıma çok şey katardı. Uzak değil Mehmet hoca zamanında da gördük taraftarın maç kazandırabildiğini..

Yönetimin kombine de savunmasıda ayrı bir şenlik. "Her keseye uygun kombine" söylemi beni çok sinirlendirdi. Ben kale arkasına gitmeye mecbur muyum? Neden bu yüzde bilmem kaç yüz zam? Açık tribün kombinelerinde indirim istemekte sonuna kadar haklıyız. İndirim diyorum. Hatta kalın yazayım İNDİRİM. Çünkü bazı kimseler bizlerin bedava kombine istediğini papağan gibi tekrarlıyorda. Bedava ile indirim arasındaki farkı biliyorlardır inşallah.

İnsanların tepkilerini ve isteklerini dinlemedi malesef Antalyaspor yönetimi. Her ne kadar cilalanmaya çalışılsada kombine satışları ile ilgili bilgileri alıyoruz. Görüyoruz ki Akdeniz Üniversitesi Stadı'nın Mardan Stadı'ndan bir farkı olmayacak atmosfer olarak. Kaybeden de Antalyaspor olacak.

Bir çok konuda hatta bunu yazılarımda da dile getirdim , Antalyaspor yönetimini tebrik etmiş yaptıklarının doğruluğundan bahsetmiştim. Öyle bir kararla takımımıza ve taraftarlara öyle bir zarar verdilerki böyle bir fırsatı bu kadar kötü kullandıklarına inanamadım.

Taraftarın istediği daha uygun bir fiyat politikası ile hem şehir ve taraftarla Antalyaspor buluşturulup hemde maçlarda Antalyaspor lehine bir atmosfer yaratılabilirdi. Hatta şimdiki satılan sayı ile oranladığımızda maddi olarak da fazla bir gelir elde edilebilirdi. Ve Antalyaspor'u şehir bilinci ile alakası olmayan kuruluşların peşinde koşan bir kulüp olmaktan kurtarılırdı..

Emeği geçen herkese teşekkürler.. Yıllardır Antalyaspor'umu stadında izleyen biri olan beni de yayıncı kuruluşa ittiler. Daha bir çok kişiyi de. Bu portre sizlerin.. Merhaba Digiturk..

Yeni Yıl Mesajı



İyisiyle kötüsüyle geride bıraktık 2011 yılını. Türk futbolu adına kötü geçen bir sezon , Antalyasporum için ise yine istikrarın korunduğu fakat ilk devrede sportif olarak istenilenin alınamadığı bir yıl oldu.

2012 yılının Antalyasporumuz için yeni umutlar ve hedefler doğrultusunda güzel , istikrarın korunduğu bir yıl olmasını diliyorum.

Herkese sağlıklı,başarılı ve bol Antalyasporlu yeni bir yıl olsun.

NOEL BABA,
DEMRELİDİR
ANTALYA ÇOCUĞUDUR
KIRMIZI BEYAZ GİYER
ANTALYASPORLUDUR! 

İlk Yarı Değerlendirmesi (Takım,Teknik Ekip,Yönetim)

Geride bıraktığımız 2011-2012 sezonunun ilk yarısı. İlk yarıyı değerlendirmesine “daha iyi olabilirdik” diye başlayabilirim heralde.

Zaten yönetim,teknik heyet ve oyuncularımızın da sezon öncesi koydukları hedefle şimdi bulunduğumuz yer hedefimizin gerisinde kaldığımızı gösteriyor. Bir çok sebebi var bunun.Ama bana göre en önemlisi golcü eksikliği. Azda olsa atak geliştiriyoruz , pozisyona giriyoruz fakat golü atacak son sözü söyleyecek bir isim yok. İyi oynadığımız, mücadele ettiğimiz bir çok maçta gol yolundaki eksikliğimizden 1 puanla ayrıldık. Maalesef 3 puanı iyi mücadele edene değil , daha çok gol atana veriyorlar. Devre arasında golcü transferinin yapılacağını düşünüyorum.

Bu sezon ki transferlerin bazılarından istenilen verimin alınamaması hedeften uzak kalmamızı kolaylaştırdı. Mehmet Eren 1 gol ve asistle katkı sağlarken mücadelesini hep sürdürdü. Fakat yine de beklediğim Rüzgarın Oğlu değildi. Musa Aydın tam anlamıyla yoktu. Oynadığı maçlarda etkisi hiç olmadı bana göre. Doğa Kaya , iyi niyetli , çok mücadeleci bir oyuncu.Oyuna sağladığı katkı var. Ama Doğa’nın iyice bir uyarılması gerektiğini düşünüyorum. Sahada her an kart görme potansiyeline sahip oyuncumuz , hırsı bazen ona gereksiz hareketler yaptırıyor. Emrah Başsan , hani izleyenin takıma katanın eline sağlık desem yeridir. İyi bir genç oyuncuyu yani geleceği takıma katmışlar. İlk süper lig tecrübesi , daha iyi olacağını ve bazı tercih sorunlarını tecrübe kazanarak aşacağını düşünüyorum.

Ali Tandoğan ve Minev’e ayrı bir paragraf açmak istedim. Transferlerimizin içinde en başarılı bulduğum iki isim çünkü. Tandoğan yaşına rağmen iyi niyetli mücadelesini gol ve asistlerle skorada dökmeyi başardı. Tandoğan’ın takımımızın ve ligin en çok asist yapan oyuncularından olduğunu hatırlatalım. Minev , sezon başında şansız bir şekilde sakatlık yaşayan Bulgar oyuncumuz. İyi bir toparlanma sürecine girerek formayı kaptı. Minev’in tecrübesi geçen sene sıkıntı yaşadığımız sol bek mevkiinde rahatlattı bizi. Minev’in kanattan hücuma verdiği katkıyıda görmezden gelmeyelim mücadelesinin yanında. Attığımız gollerin başlangıcını ki özellikle taç çizgisine paralel attığı toplarla yaptığını hatırlatalım. Savunmanın kanatlarındaki iki isim bana göre hücuma iyi katkı sağladılar.

Hazır savunma demişken ileriye gitmeyelim geride kalalım , stoperde görev yapan Deniz Barış ve Ali Turan görevlerini iyi yerine getiren isimler. Zaten Antalyasporumuzda en sorunsuz bölgenin savunma olduğunu düşünüyorum. Deniz Barış’ın tecrübesi , Ali Turan’ın dikkati ve müdahaleleri savunmanın ortasında güven ortamı oluşturdu.

Gerideyken kaleden de bahsedelim biraz , kaptan Ömer bu takımda adı unutulmayacak isimlerdendir. Ömer , reflekslerini çok beğendiğim bir kalecidir. Tecrübelidir iyi bir ağabeydir. Ömer’in geldiği günden beri eleştirdiğim iki yanı var. Birincisi , kaptanın bazı hareketleriyle rakip takım oyuncuları ve taraftarlarına oynadığını düşünüyorum. Abartı buluyorum bazı hareketlerini ve yakıştıramıyorum kendisine. İkinci konu da yan toplar. Yan toplarda zamanlama hatası bir çok kez pahalıya mal oldu bize. Kalenin diğer temsilcisi Sammy. Genç kaleci son haftalarda özellikle Ömer’in sakatlanması ile şans buldu ve kalesini gole kapadı. Atletik yapısına kazanacağı tecrübeyide ekleyince uzun yıllar kalemizi koruyabilir diye düşünüyorum.

Orta sahada damga Uğur İnceman’dı bana göre , o da her zaman değil. Uğur gününde olduğunda Antalyaspor kazandı hep. Kilit oyuncumuzdu. Oyun kurucu pozisyonunda oynadı hep , iyi mücadele etti.

İbrahim Dağaşan orta sahanın savunmaya bakan diliminde görüldü, mücadelesi iyiydi. Görev verildikçe ve yeteneğinin elverdiği kadar görevini yerine getirmeye çalışan isim , Sedat Ağçay. Ali Tandoğan’ın cezalı , diğer sağ bek oyuncumuz Erkan Sekman’ında sakatlığında sağ bekte görev yaptığını da gördük.

İleri uç , yazmakta en çok zorlandığım yer , Antalyasporumun en çok zorlandığı yer. Tita ve Zitouni etkisizdi bu devre bence. İyi niyetli mücadelelerine lafım yok fakat bal yapmayan arı durumundaydılar.Gol yollarımızda en çok güvendiğim isim Necati’de sakatlık problemi yaşayıp geride kalınca gol sorunu kaçınılmaz oldu. Mehmet Yılmaz’ı sezon başı hazırlık döneminde yaşadığı sakatlıktan sonra hiç görme fırsatımız olmadı zaten.

Sakatlıklar da belimizi iyi büktü bu dönem , sezon başı kadro derinliği açısından daha iyi olacağımızı düşünmüştüm hep. Yaşanılan şanssız ve uzun süreli sakatlıkların üstüne futbolun doğasında haliyle olan cezalılar da eklenince kadro derinliği de uzağımızda kaldı.

Gelelim teknik ekibe yani hocamız Mehmet Özdilek’e. Özdilek hocayı Antalyaspor için bir şans olarak görüyorum. Bir kimseyi sevmek onun her şeyini olumlu karşılayacağımız anlamına gelmemeli , zamanında ve dozunda eleştiri her ortam için iyidir diye düşünüyorum. Hocamızla bu yarıda özellikle oyuncu değişikliklerinde uyuşamadım bir türlü. Oyuna müdahale de çok geç kaldığını düşünüyorum. Bu dönem Musa Aydın ısrarının açıklamasını haftalarca yapamadım kendime. Neredeyse takım için el freni rolüne geçen bir oyuncu için bu kadar ısrar etmek anlamsızdır bana göre. Özdilek hoca savunmanın oturmuşluğunu kullanarak deplasman maçlarında hep 1 puana oynattı takımı. Gol yollarındaki sıkıntı buna itmiş olsa gerek. İstikrardan yana birisi olduğum için Mehmet Hocanın varlığından hiçbir rahatsızlık duymuyorum. Kaldıki ne kadar heyecanlandığı pozisyonlardaki hareketlerinden , biz kadar Antalyasporlu olduğu gol sevinçlerinden belli.

Yönetime gelirsek , ekonomik ve kurumsal politikalarını desteklediğim yönetim kurulumuzun , her geçen gün Antalyaspor’umuzu ileriye götürdüğünü düşünüyorum.Yönetimin yine Antalyaspor’un çıkarlarını ve ekonomik yapısını gözeterek transfer yapacağını düşünüyorum. Mali anlamda gözüm hiç arkada değil. Fakat Sn. başkanımız Hasan Akıncıoğlu’nun yüzde 5 kuralını bu devrede de Fenerbahçe maçında ihlal ettirdiğini gördük. Şahsım adına alınan kararların , ayrım gözetmeden ve kararlılıkla uygulanması taraftarıyım. Yüzde 5 uygulamasının delinmesiyle gelecek o maddi kazancın uzaktaki o stada kendi imkanlarıyla yerlerini alan Antalyasporlulara saygının yanında az kalacağını düşünüyorum.

Takımımızın oyunsal anlamdaki durgunluğu , taraftarların birbirleriyle , yönetim politikaları ve yerel gazetecilerle yaşadığı problemler vardı ilk devrede. Yazımda da belirttim “zamanında eleştiri iyidir” diye. Taraftarların uyuşmadığı durumlarında olması,tepki vermesi normaldir. Ne olursa olsun taraftarsız kulüp olmaz tam anlamıyla bir kulüp olamaz. Fakat bu problemlerin uzatılması, büyütülmesi ve taraftarların birbirisi arasındaki sorunların sonuca ulaştırılmaması en çok Antalyasporumuza zarar veriyor bence. Oyuncularımızı da etkiliyor.

Son olarak , ben bu yukarıdaki tespitlerimin bir çoğunu yapmak için kombinemi aldım , yol çilesini çektim , takımıma destek oldum; Ne olursa olsun takım tribüne gelsin.

Bahtsız Antalyam benim , bahtsız Antalyasporum



Bir söz vardır , genç kızlar için kullanılır hani , “kendi güzel olacağına bahtı güzel olsun” denir. Son stad ve tesis gelişmelerini düşününce geçen gün böyle bir benzetme yaptım kendi kendime. İlginç gelebilir ama böyle bir şey düşündüm. Türkiye’nin güzeli Antalyam , güzelde bahtsız. Antalyaspor güzel de bahtsız.

2012 Bütçe görüşmeleri , yer Türkiye Büyük Millet Meclisi. Bir çok il için yeni stadyum projesi için ödenek ayrılıyor , bazı şehirlerin mevcut stadı için onarım ödeneği ayrılıyor. Antalya ne stad için ödenek ayrılan şehirlerin arasında ne de mevcut stad onarımı için ödenek ayrılan şehirlerin arasında yok. Güzel Antalyamın Milletvekilleri , bütçe görüşmelerin de soru dahi sormadı bu durum ile ilgili. Yani Antalya Milletvekilleri 2012 bütçe görüşmelerinde stad için ödenek aldıramadı. Zaten 07harfli blog ekibi içinde konuk yazar olarak yazdığım “kiralık stad” yazısında da söylemiştim , yerel seçimleri bekliyorlar diye. Yerel seçimlerden sonraya kadar Antalya’da Antalyaspor’da arka planda.

Sadece bahtsız Antalyaspor demedim , bahtsız Antalya da dedim. Güzel Antalyamın stadının olmayışı sadece Antalyaspor’u ve Antalyasporluları mağdur etmiyor ki. Antalya’da Milli Bayramlar adam gibi kutlanamaz oldu. Antalya en temel spor kompleksini kaybetti. Bir çok organizasyondan oldu. Antalyalı takımının maçına gitmek için işkence çekiyor.

Stad konusu daha uzar gider de , tesis konusu var birde. Stadyum Antalya’nın en temel spor kompleksiyse , tesislerde bir kulübün yani Antalyaspor’un en temel spor kompleksidir. Mevcut tesisimizin bir çok sorunu var , konum açısından spor çalışmaları yapmaya çok elverişli olmadığı gibi birde arazi sorunu ortada. Bu şartlar Antalyaspor için döşemealtı’nda planlanan yeni tesis kulüp için önemli bir dönüm noktası. Bu noktada arazinin bürokratik engelleri ortaya çıkıyor , çözülüyor. Ve devreye Antalyamın olmazsa olmaz sorunu siyasi çekişmeler giriyor.

Arazi önceki belediye başkanı döneminde tahsis ediliyor , yeni dönemde çivi çakılmayınca geri alınıyor. Milletvekilinin araya girmesiyle bürokratik sorun tekrar aşılıyor. Bu kez de bahtsız Antalyamın belediye başkanı olayı siyasi çekişmeye götürerek , “onları utandıracağım” diyerek dava açacağını söylüyor. Antalyaspor için dönüm noktası olan bir projenin önüne büyük bir taş koyuyor.

Ah be siyaset , sen yok musun sen..

Türkiye’de siyasi çekişmelerden en çok zarar gören kulüplerin başında Antalyaspor gelir heralde.

Bahtsız Antalyam , bahtsız Antalyasporum benim.

Araştırma : Finansal Fair Play

Hep söylüyoruz , yeri geliyor yazıyoruz çiziyoruz. FİNANSAL FAIR PLAY diyoruz. Özellikle Türk kulüpleri için önemli bir durum. Antalyaspor’umuz için de öyle tabi. Fakat nedir bu Finansal Fair Play ? Kriterler nedir arkadaş? Neye izin verir neye vermez? Kabaca araştırma yapıp kategoriler halinde paylaşalım.

Finansal Fair Play , UEFA’nın dünya futbolunda devrim yaratacak , 2013 yılından itibaren UEFA’ya üye olan her ülke kulüplerinin uymak zorunda olduğu kurallar bütünüdür. Bu kurallar bütünü 1 OCAK 2013’den itibaren yasal olarak yürürlülükte olacak.



UEFA’nın kulüp lisans sistemi kulüpleri şimdiden bu ileriye dönük proje için hazırlanmaya zorluyor. Bu kriterleri ana başlıklar haline getirecek olursak ;

1) Mali Yapı
2) Personel ve İdari Yapı
3) Sportif
4) Altyapı ve Tesis
5) Hukuki

Bu başlıklar altındaki kriterlerin ulaşmasının planlandığı hedefleri bir özetlersek ;

1) Kulüplerin mali konularda daha dikkatli davranmalarını sağlamak
2) Kulüplerin gelir ve giderler düzeylerini uyumlu hale sokmak
3) Kulüplerin tesislerine,altyapısına ve genç futbolculara daha çok önem vermesini sağlamak
4) Kulüplerin yasal yükümlülüklerini zamanında karşılamasını sağlamak.

Önümüzdeki sezon zorunlu hale gelecek olan ULUSAL LİSANS SİSTEMİ de bu kriterler ışığında hazırlanmakta. Kulüpler kendi ülkelerinin liglerinde mücadele edebilmek için kendi federasyonlarından bu lisansı her yıl almak durumunda olacaklar. Ulusal Lisans Sistemi kriterleri de özetçe şu şekilde anlatılabilir ;

1) Başka kulüplere geçmiş dönem borcun bulunmaması
2) Vergi borçlarının bulunmaması
3) Şahıslara borcun bulunmaması

UEFA, federasyonlardan bu bilgileri ve de geleceğe yönelik mali bilgileri ve 1 Haziran 2013 tarihinden itibaren gelir-gider denge zorunluluğu şartının uygulamasını görmek amacıyla 30 Haziran ve 30 Eylül tarihleri itibarıyla kontrol ederek kendilerine ulaştırılmasını istiyor ve bu kısmen uygulanıyor. UEFA yönetimi, Mayıs 2010'da UEFA Kulüp Mali Kontrol Paneli'ni kurdu. Bu panel, kulüp izleme sürecini yönetmekte ve özellikle lisans alan kulüp tarafından hazırlanıp lisans verene (TFF) sunulan belgeleri kendilerince ve de ilişkili kulüpler açısından da değerlendirmektedir.

Gerek federasyonun kulüplere yaptığı bilgilendirme toplantıların da gerekse UEFA’nın kendi internet sitesinden yayınladığı makalelerde bu kriterlerin ayrıntılarından söz ediliyor.

UEFA yaptığı bilgilendirmelerde kulüplerin uyum süreci için ilk birkaç yıl düşük düzeyde borçlanmasına izin verileceği belirtiliyor. Kriterlerden en dikkat çekeni gelir-gider uyumu. Kulüpler transfer bütçesini yıllık gelirinin belli bir miktarı kadar ayırabilecek.

UEFA yönetimi her fırsatta bu kriterleri uygulamaya koymakta kararlı olduklarını , kriter dışı kalanlara yaptırım uygulanacağını belirtiyor.
Zaten UEFA 2013 Finansal Kriterleri’nden önce kulüplerin Ulusal Lisans Sistemi’ne dahil olması , kriterlere uyulmaması halinde verilecek ilk cezanın lige alınmama olacağını gösteriyor.

Bu kurallar bütününün çıkışını körükleyen en temel unsur milyarderlerin kulüplerin değerini ödeyerek , futbola oyun harici yön verme çabaları olmuştur. Avrupa devi Chelsea’nin satışı ardından gelen ard arda satışlar.. M.City’nin Malaga’nın satışı derken bir satımda Rus ekibi Anzhi’nin satışı.. Futbola resmen tüccar müdahalesi. Rekabet , oyuna göre değer ortamının ortadan kaldırılmaya doğru gidilen süreç.



Yine önemli bir unsur kötü yönetimin köklü kulüplerin tarih olmasını sağlaması. Avrupa’da söz sahibi olmuş önemli ve eski kulüplerin gelir-gider ve yanlış politikalar sonucu kötü durumlara düşmesidir.

Bu finansal kurallar bütününün , Avrupa futbolunda en çok altyapı ve genç oyuncular düzeyinde atak sağlayacağı düşüncesindeyim. Kriterlerden birisi olan Altyapı ve tesis kriteri kulüplerin akademi liglerinde mücadele edecek takımlar açmasını , tesislerin daha fazla önem vermesine yönlendirecek. Bu yöneltim ile birlikte gelir-gider maddesindeki uyum kriteri dış transferde zorunlu kontrol sağlayacağı için birçok kulüp kendi futbolcusunu kendisi yetiştirme ilkesine daha çok başvuracaktır. Buda bence Avrupa futbolunu yeni ayaklar,yıldızlar adına gelişime götürecektir.

Bekleyip göreceğiz..

Yazımda tarihler ve bazı teknik bilgileri aldığım kaynaklar alttadır.